Değişim Grubu Denizli

Değişim Grubu Denizli Mali Müşavir,muhasebe maliye,sosyal sigortalar,finans

25/03/2025

Asgari Kurumlar Vergisinde Geçmiş Yıl Zararlarına İlişkin Yürütmenin Durdurulması Kararı
Numara : 39
Tarih : 24.03.2025
VERGİ SİRKÜLERİ

NO: 2025/39

KONU: Asgari Kurumlar Vergisinde Geçmiş Yıl Zararlarına İlişkin Yürütmenin Durdurulması Kararı

Danıştay 3. Dairesinin 10/02/2025 tarih ve 2024/5700 Esas No.lu Kararı ile 23 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisi matrahından indirilemeyeceğine ilişkin hükümlerinin yürütmesi durdurulmuştur.

Konuya ilişkin özet değerlendirmelerimize bu sirkülerimizde yer verilmiştir.

Dava kapsamı

Bilindiği üzere, 7524 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/C maddesi uyarınca, 2025 yılından itibaren geçerli olmak üzere "yurt içi asgari kurumlar vergisi" uygulaması getirilmiş ve hesaplanan kurumlar vergisinin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kazancın %10’undan az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/C maddesiyle, kurumlar vergisinin, kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmiş ticari bilanço kârı üzerinden hesaplanacak %10’luk asgari sınırın altına düşmemesi amaçlanmıştır. Ancak madde metninde, bu sınırın belirlenmesinde hangi istisna ve indirimlerin dikkate alınabileceği sayılmış ve bunların dışındaki diğer unsurların (örneğin geçmiş yıl zararlarının) nasıl değerlendirileceğine ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.

Bu yasal düzenlemeyi izleyen süreçte, 28.09.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 23 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’ne “32.5. Yurtiçi Asgari Kurumlar Vergisi” başlıklı yeni bir bölüm eklenmiştir. Bu bölümde, asgari verginin nasıl hesaplanacağına ve hangi tutarların matrahtan indirilemeyeceğine ilişkin çeşitli açıklamalar yer almıştır.

Söz konusu Tebliğ’de, geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisinden düşülmeyeceği ve asgari kurumlar vergisinin hesaplanmasında dikkate alınacağı ifade edilmiştir.

Bu düzenleme, hukuki dayanağının bulunmadığı ve mükellefler aleyhine sonuçlar doğuracağı gerekçesiyle yargıya taşınmış ve aynı zamanda yürütmesinin durdurulması talebinde bulunulmuştur.

Konuyu inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)'nin "32.5. Yurtiçi asgari kurumlar vergisi" bölümünün, "32.5.4." ve "32.5.6." alt bölümlerinin yedinci paragrafları ile "32.5.6." alt bölümünde yer alan üçüncü ve besinci örneklerin geçmiş yıl zararlarını ilgilendiren kısımlarının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

Kararın gerekçesi

Danıştay Üçüncü Dairesi'nin incelemesinde aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/C maddesinde, yalnızca 2. fıkrada sayılan istisna ve indirimlerin asgari kurum kazancından indirilebileceği belirtilmiştir. Bunun dışında matrahın nasıl belirleneceğine ilişkin başka bir düzenleme yapılmamıştır.
Kanun’da, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisi matrahına dahil edilip edilmeyeceğini belirlemeye yönelik açık bir yetki tanınmamıştır.
Kanun’da geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisi matrahından düşülemeyeceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisi matrahından düşülmeyeceği ve asgari kurumlar vergisinin hesaplanmasında dikkate alınacağına ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların dogmasına yol açabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Kararın etkileri

Yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara yönelik olarak yürürlüğe girmiş olup, ilk kez 2025 yılı birinci geçici vergi beyannamesinde uygulanacaktır.

Danıştay 3. Dairesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı doğrultusunda, bu karar geçerliliğini koruduğu sürece mükelleflerin geçmiş yıl zararlarını asgari kurumlar vergisi matrahından indirmeleri mümkündür.

Ancak, yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itiraz üzerine Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun yürütmenin durdurulmasının kaldırılmasına karar vermesi veya Danıştay Üçüncü Dairesinin esas hakkındaki kararının, tebliğin ilgili açıklamasının hukuka uygun olduğu yönünde olması durumunda tebliğdeki açıklamanın aksi yönde yapılan uygulamanın eleştirilebileceği dikkate alınmalıdır.

14/02/2025

Pay Defteri, Yönetim Kurulu Karar Defteri, Müdürler Kurulu Karar Defteri ile Genel Kurul Toplantı Ve Müzakere Defterinin Elektronik Ortamda Tutulması
Numara : 25
Tarih : 14.02.2025
VERGİ SİRKÜLERİ

NO: 2025/25

KONU: Pay Defteri, Yönetim Kurulu Karar Defteri, Müdürler Kurulu Karar Defteri ile Genel Kurul Toplantı Ve Müzakere Defterinin Elektronik Ortamda Tutulması

14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı Resmi Gazete’de “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ” yayımlandı.

Bilindiği üzere, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “I - Defter tutma yükümlülüğü” başlıklı 64 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında;

“(4) Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir. Ticaret Bakanlığı, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilir. Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklıdır.”

hükmüne yer verilmiştir.

Bu Tebliğ ile yukarıda sayılan ticari defterleri elektronik ortamda tutma yükümlülüğü bulunan ticaret şirketlerinin belirlenmesi, söz konusu defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, tutulması, saklanması ve ibraz edilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu işlemlerin yürütüleceği sistemin işleyişine dair düzenlemeler yapılmıştır.

1) Pay Defteri, Yönetim Kurulu Karar Defteri, Müdürler Kurulu Karar Defteri ile Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterini Elektronik Ortamda Tutmakla Yükümlü Olanlar

Tebliğe göre aşağıda belirtilen şirketler; pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, müdürler kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterini elektronik ortamda tutmakla yükümlüdür:

a) 1/1/2026 tarihinden itibaren kuruluşu ticaret siciline tescil edilen şirketler.

b) Aşağıda sayılan şirketler (15/11/2012 tarihli ve 28468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılan anonim şirketler):

Bankalar,
Finansal kiralama şirketleri,
Faktoring şirketleri,
Tüketici finansmanı ve kart hizmetleri şirketleri,
Varlık yönetim şirketleri,
Sigorta şirketleri,
Anonim şirket şeklinde kurulan holdingler,
Döviz büfesi işleten şirketler,
Umumi mağazacılıkla uğraşan şirketler,
Tarım ürünleri lisanslı depoculuk şirketleri,
Ürün ihtisas borsası şirketleri,
Bağımsız denetim şirketleri,
Gözetim şirketleri,
Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketleri,
28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi şirketler
Serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketler
1.1) Diğer hususlar

Yukarıdaki kapsamda yer almayan şirketler ihtiyari olarak bu Tebliğ kapsamındaki defterlerini elektronik ortamda tutabilecektir. Bu durumda defterlerin tamamı elektronik ortamda tutulacaktır.
Bu Tebliğ hükümleri uyarınca defterlerini elektronik ortamda tutmaya başlayan şirketler, her ne sebeple olursa olsun söz konusu defterlerini yeniden fiziki ortamda tutamayacaklardır.
Şirketlerin, bu Tebliğde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tuttukları defterler geçerli kanuni defterler olarak kabul edilecektir.
Elektronik ortamda tutulan defterler için açılış ve kapanış onayı aranmaz.
2) Başvuru ve defterlerin oluşturulması

2.1) Kuruluşundan itibaren defterlerini elektronik ortamda tutacak şirketler

Kuruluşundan itibaren defterlerini elektronik ortamda tutacak şirketlerde defterler, şirketin ticaret siciline tescili ile birlikte eş zamanlı olarak Sistemde oluşturularak aktif hale getirilir.

2.2) Fiziki olarak defter tutmakta iken elektronik ortamda defter tutma yükümlülüğü kapsamına giren şirketler

Fiziki olarak defter tutmakta iken elektronik ortamda defter tutma yükümlülüğü kapsamına giren şirketler, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren en geç iki ay içinde Ek-1’deki örneğe uygun düzenlenen bir kararla birlikte notere başvurarak fiziki defterlerin kapanış onayını yaptırır.

2.3) Defterlerini ihtiyari olarak elektronik ortamda tutmak isteyen şirketler

Defterlerini ihtiyari olarak elektronik ortamda tutmak isteyen şirketler Ek-1’deki örneğe uygun düzenlenen bir kararla, kararın alındığı hesap dönemi içinde notere başvurarak fiziki defterlerin kapanış onayını yaptırır. Kapanış onayının ilgili hesap dönemi içinde yaptırılmaması halinde, sonraki hesap dönemlerinde elektronik deftere geçiş amacıyla kapanış onayının yaptırılabilmesi ancak aynı hesap döneminde alınacak yeni bir kararla mümkün olur.

2.4) Kapanış onayı

Kapanış onayında noter, kapanışın elektronik deftere geçiş amacıyla yapıldığı bilgisiyle işlemin yapıldığı tarih ve sayıyı fiziki deftere şerh olarak işler. Kullanıcı bilgileri ile defter kapanış bilgilerinin noter tarafından Sisteme tanımlanmasıyla birlikte defterler Sistemde oluşturularak aktif hale getirilir.

3) Sistem kullanıcısının belirlenmesi

Sistemde oluşturulan defterler üzerinde işlem yapma yetkisi, şirket yönetim organı veya yönetici ortaklar tarafından yönetim organı üyeleri, yönetici ortaklar veya üçüncü kişiler arasından belirlenecek sistem kullanıcısına aittir. Sistem kullanıcısı olarak birden fazla kişi belirlenebilir.

Sistem kullanıcısı, şirketin kuruluşunda Ek-2’deki örneğe uygun olarak fiziki ortamda hazırlanan veya MERSİS üzerinden elektronik ortamda oluşturulan ve şirket sözleşmesinde belirlenen yönetim organı üyeleri veya yönetici ortakların tamamı tarafından onaylanan bir formla belirlenir. Kullanıcı MERSİS’e tanımlanır ve form fiziki ortamda oluşturulmuşsa şirketin kuruluşunu tescil edecek ticaret sicili müdürlüğüne kuruluş belgeleri arasında verilir. Defterler, şirketin tescili ile birlikte Kullanıcının erişimine açılır. Şirketin kuruluşundan sonra, defterlerini elektronik ortamda tutmaya başlayan şirketlerde Kullanıcı 9 uncu maddenin dördüncü fıkrası uyarınca yapılacak işlemler sırasında Sisteme tanımlanır.

Sistemde kayıtlı Kullanıcı ile ilgili yapılacak değişiklikler için Ek-2’deki örneğe uygun olarak hazırlanan bir formla notere veya ticaret sicili müdürlüğüne başvurulur. Bu durumda Kullanıcı bilgisi noter veya ticaret sicili müdürlüğü tarafından Sisteme tanımlanır. Kullanıcı ile ilgili yapılacak değişiklikler Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde elektronik ortamda da yapılabilir.

Şirkete yönetim kayyımı atanması durumunda Sistemi kullanma yetkisi kayyıma aittir. Kayyım bu yetkisini devredebilir. Kayyımın veya yetki devri yapıldığı hallerde kayyım tarafından belirlenen Kullanıcının Sisteme tanımlanması hususunda üçüncü fıkra hükmü uygulanır.

Şirketler, Kullanıcının Sistem üzerindeki işlemlerini düzenli olarak kontrol etmek ve yetkisiz işlemleri önlemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

4) Elektronik defterlerin muhafazası ve bunlara erişim

Sistem üzerinde oluşturulan defterler şirketlerin kullanımına hazır halde elektronik defter dosyası formatında Bakanlığın bilgi sisteminde muhafaza edilir. Bakanlık elektronik defter dosyalarının güvenli bir şekilde saklanmasını, gizliliğini, değişmezliğini, erişilebilirliğini ve bütünlüğünü, Kullanıcı denetiminin şifre ve diğer güvenlik mekanizmaları ile elektronik ortamda gerçekleştirilmesini, her işleme ait logların kayıt altına alınmasını sağlamakla yükümlüdür.

Bakanlık, belirlenecek format, içerik ve standartlarda olmak üzere Sistemden elektronik defter dosyasının indirilmesine imkan sağlar ve elektronik defter dosyalarının elektronik ortamda görüntülenme, doğrulanma, sorgulanmasını sağlayacak teknik geliştirme ve uygulamaları yapar.

Defterlerde yer alan kayıtlara ancak şirket tarafından yetkilendirilmiş kişilerce erişim sağlanabilir. İlgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerin bu kayıtlara erişim yetkileri saklıdır.

5) Sistemde kullanıcı tarafından yapılacak kayıtlar

Sistemde, Kullanıcı tarafından gerçekleştirilen tüm işlemler kayıt tarihlerine göre üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamayacak şekilde kayıt altında tutulur.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerin tespit ve tevsikinde Sistemde yer alan kayıtlar esas alınır.

Defterlere kayda dayanak fiziki karar tutanakları ve ilgili diğer belgelerin istenildiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edilmesi zorunludur.

Kayıt sırasında yapılan maddi hatalar, Kullanıcı tarafından düzeltilir ve düzeltmenin maddi hata nedeniyle yapıldığı Sistemde ilgili alanda belirtilir.

6) Defterlerin incelenmesi ve ibrazı

Bu Tebliğ kapsamında elektronik ortamda tutulan defterlerin incelenmesinde ve ibrazında Sistemden indirilen ve doğrulanabilen elektronik defter dosyası esas alınır.

Defterde yer alan kayıt veya kararların ibraz edilmesinin gerektiği hallerde, Kullanıcı Sistem üzerinden kayıt veya kararın doğrulanabilen bir nüshasını oluşturabilir. Bu şekilde oluşturulan ve doğrulama yöntemleriyle muhataplar tarafından Sistem üzerinden teyit edilebilen kayıt veya kararların aslına uygun olduğu kabul edilir.

Sistem üzerinde oluşturulan defterlerin incelemeye sunulması veya yetkili makamlara ibrazına ilişkin sorumluluk şirkete aittir.

Söz konusu Tebliğe aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

01.01.2025 Tarihinden İtibaren, Az Tehlikeli Grupta Yer Alan ve 50' den Az Çalışanı Olan İşyerlerinin İSG Uzmanı ve İşye...
11/01/2025

01.01.2025 Tarihinden İtibaren, Az Tehlikeli Grupta Yer Alan ve 50' den Az Çalışanı Olan İşyerlerinin İSG Uzmanı ve İşyeri Hekimi Çalıştırma Zorunluluğu Başlamıştır.

02/01/2025

Yemek Bedeli Ödemelerinde Prime Esas Kazanç Uygulamasına İlişkin Genelge
Numara : 2
Tarih : 1.01.2025
SOSYAL GÜVENLİK SİRKÜLERİ

NO: 2025/2

KONU: Yemek Bedeli Ödemelerinde Prime Esas Kazanç Uygulamasına İlişkin Genelge

Sigorta Primleri Genel Müdürlügü tarafından 31.12.2024 tarihli ve “Yemek Bedeli” konulu 2024/17 sayılı SGK Genelgesi yayımlandı.

Buna göre;

Yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarı 158,00 TL olarak belirlenmiştir,
Yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.
Hatırlanacağı üzere, Danıştay 10. Dairesi E. 2023/170 ve K. 2024/1853 sayılı Karar ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97/7-(a) bendi ve buna ilişkin 2022/22 sayılı "Yemek Bedeli" başlıklı Genelge’nin 2.1.2 ve 2.1.4. maddelerinin iptaline karar verilmiş idi.

Kararda özetle, Yönetmeliğin iptali istenilen kuralının, yemek ihtiyacının iş yerinde hizmet sunucuları aracılığıyla karşılanması durumunda üçüncü kişiye yapılan ödemenin prime esas kazançtan tamamen muaf tutulması; aynı ihtiyacın iş yeri dışında karşılanması halinde ise sadece kısmen muafiyet sağlaması, çalışanların yemek yardımından eşit şekilde yararlanmasını engellediği ve yardımın ayni/nakdi niteliği yerine sağlandığı mekanın esas alınmasının Kanun’a aykırılık oluşturduğu belirtilmiştir.

Daha sonra 2/12/2024 tarihinde yayımlanan Yönetmelik ile söz konusu iptal kararı sonrasında Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97/7-(a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

Eski düzenleme:

Yeni düzenleme:

(7) İşveren tarafından;

a) İşyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi şartıyla yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan her türlü ödemelerin, günlük asgari ücretin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen oranının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutarı,





prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaz.

“(7) İşveren tarafından;

a) İşyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, sigortalıya yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin nakit olarak ya da yemek hizmetinin alınması dışında kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlanması halinde, fiilen çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunulacak tutarını aşmayan kısmı,”



prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaz.

Bu defa, yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek/edilmeyecek tutarlar açıklanmıştır.

Yemek Bedeli İstisna Tutarı

Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu tarafından alınan 5/12/2024 tarihli ve 2024/509 sayılı Karar ile 1/1/ 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarı 158,00 TL olarak belirlenmiştir.

Bu durumda, 1/1/2025 tarihinden itibaren (2025 yılı Ocak ayına iliskin aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren) yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Günlük İstisna Tutarı = 158,00 TL

Ay içinde Fiilen Çalışılan Gün Sayısı x 158,00 TL (Günlük İstisna Tutarı) = Aylık İstisna Tutarı,

Ödenen Yemek Bedeli - İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Bedeli,

formülüyle hesaplanacaktır.

Brüt asgari ücretin (prime esas kazanç alt sınırı) içerisine yemek bedeli tutarı dâhil edilmeyecektir.

Sigortalılara İşyerinde veya İşyerinin Müştemilatında Yemek Verilmesi Halinde Uygulama

İşverenlerce işyerinde veya müştemilatında kendi imkanlarıyla yemek verilmesi amacıyla işverenler tarafından sigortalılara sağlanan bu menfaat sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecektir.

İşverenlerce Sigortalılar için Üçüncü Kişilere Nakden Yapılan Yemek Ödemelerinde Uygulama

İşverenlerce sigortalılara yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatin üçüncü kişilere ait restoran ve bunun gibi yerlerde sağlanması halinde ödenen yemek bedelinin tamamı sigortalıların prime esas kazancına dahil edilmeyecektir.

İşverenlerce Sigortalılara Nakit Olarak Verilen Yemek Bedelinde Uygulama

İşverenlerce sigortalılara yemek bedeli adı altında nakden yapılan ödemelerin günlük 158,00 TL’lik tutarı prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Yemek Bedelinin Yemek Kuponu, Yemek Kartı, Yemek Çeki vb. Araçlarla Karşılanması Halinde Uygulama

Yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Genelgede konuya ilişkin olarak aşağıdaki örneklere yer verilmiştir.

“Örnek 6: İşveren (A)’nın çalıştırdığı sigortalılara 5.000 TL tutarında yemek kartı vermesi ve söz konusu kartın yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartına yüklenen 5.000 TL’lık tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Ancak yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde, günlük 158,00 TL’lik tutar prime esas kazanca tabi tutulmayacak ancak bu tutarı aşan kısım sigorta primine tâbi olacaktır.

Örnek 7: (A) sigortalısına 2025/Ocak ayında 6.000 TL tutarında yemek kartı verilmiştir. Sigortalının ilgili ayda 22 gün fiilen çalıştığı ve verilen kartın yemek yenilmesi haricinde nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde yemek kartına yüklenen 6.000 TL’den prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Günlük İstisna Tutarı = 158,00 TL

158,00 TL x 22 Gün = 3.476,00 TL (Aylık İstisna Tutarı)

6.000,00 TL - 3.476,00 TL = 2.524,00 TL (Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Bedeli) olarak hesaplanacaktır.”

Söz konusu Genelgeye aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

2024/17 SGK Genelgesi

18/12/2024

Değerli okurlar, bu hafta son dönemlerde çok sayıda gerçek ve tüzel kişinin mağdur olduğu bir durumu ele alacağız. e Haciz.

e Haciz nedir, e Haciz nasıl kaldırılır? e hacze uğramamak için neler yapılmalı? Bu haftaki yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

e-HACİZ NEDİR?
e-Haciz, borçların tahsili amacıyla banka hesaplarına elektronik ortamda uygulanan bir haciz işlemidir.

e-Haciz uygulaması bir VEDOP 3 projesidir. Maliye Bakanlığı e-Haciz sistemini kurmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Merkezi Kayıt Kuruluşu, PTT ve 40’a yakın banka ile protokoller kurmuştur.

e-Hacizin uygulanabilmesi için Vergi Dairesi borçlulara 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesine uygun şekilde ödeme emri tebliğ eder. Borçlu kişi kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 15 gün içinde borcunu ödemezse veya dava açmazsa ödeme emri kesinleşmektedir.

Borcunu ödemeyen mükellef Gelir İdaresi Başkanlığınca kamu borçlusu listesine alınmakta ve borçlunun mal varlığına yönelik elektronik ortamda araştırma yapılmaktadır. Bankalarda tespit edilen varlıklarına yönelik olarak elektronik haciz bildirileri gönderilerek (bu bildiriler bankalara daha çok 00:00-08:00 saatleri arasında gönderilmektedir) en geç aynı gün içinde bu kişilerin hesaplarına borç tutarı kadar elektronik haciz tatbik edilmektedir.

e-HACİZ, HACİZ BİLDİRİSİNİN TEBLİĞ EDİLDİĞİ AN İTİBARIYLA UYGULANIR VE 1 GÜNLÜK BİLE DEĞİLDİR !
e-Haciz sadece gönderildiği anda borçlunun banka hesaplarında bulunan paralara uygulanmaktadır. e-haciz gönderildiği anda hesapta para yoksa daha sonraki bir zamanda yatırılan paraları kapsamamaktadır. e-haczin tebliğ edildiği tarihten sonraki yatırılan paralar için Gelir İdaresinin bu işlemi idari olarak sıfırdan e-haciz bildirisi göndermesi gerekmektedir.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI, BU KONUDA BANKALAR BİRLİĞİNE 02.11.2007 TARİHLİ YAZI GÖNDERMİŞTİR.
Maliye Bakanlığı Gelir İadesi Başkanlığının Bankalar Birliğine gönderdiği 2.11.2007 tarihli ve 97674 sayılı yazıda hem borç tutarı kadar kısmına hem de haciz bildirisini tebliğ tarihi itibarıyla bankada mevcut parasına e-haciz konulması gerektiği belirtilmiştir. Bir başka deyişle, e-haciz borç tutarından fazla olamaz ve sadece bankaya tebliğ edildiği an için geçerlidir. Bu süre 1 günden bile daha kısadır.

BANKALAR VERGİ DAİRELERİYLE YAPTIKLARI PROTOKOLÜ ALENEN İHLAL EDİP TÜM HESAPLARA BLOKE KOYUYORLAR
Bankalar, vergi daireleri ile yaptıkları protokole alenen aykırı hareket etmek suretiyle sadece haciz miktarı kadar paraya bloke koymak yerine kişinin hesabındaki tüm paraya haciz koymaktadırlar. Kişi borç tutarını ödemek istese de bu durumda ödeyememektedir. Hesabından para çekip haciz tutarını ödeyeceğini söylese dahi bankalar blokeli paradan 1 kuruş dahi ödeme yapmamaktadır. Bu durumda yapılacak şey vergi dairesine gidip durumu anlatıp haczin kaldırılması ile ilgili yazılı bir talimat alıp bankaya vermektir.

BANKA HESABI ÜZERİNDEKİ e-HACİZ NASIL KALDIRILIR?
e-haczi uygulayan vergi dairesine başvurup borcun tamamını ödeyerek kaldırabilirsiniz. Yine taksitlendirilmesi mümkün olan borcunuzu taksitlendirme talep ederek, kabul edilmesi durumunda e-haczi kaldırabilirsiniz. Ancak, e-haczin kalkması için e-haczi uygulayan vergi dairesine vadesi geçmiş vergi borcunuzun bulunmaması gerekir. Buna MTV de dahildir.

ARAÇ ÜZERİNDEKİ HACİZ NASIL KALDIRILIR?
Araç üzerindeki e-haczin kalkması için ya borcun tamamının ödenmesi ya da borcunuza yetecek kadar bir teminat göstermeniz ve bu teminatın da kolayca paraya çevrilen türden olması gereklidir. Bu takdirde vergi dairesi müdürünün inisiyatifi doğrultusunda haciz kalkabilir.

GAYRİMENKUL HACZİ NASIL KALDIRILIR?
Gayrimenkul haczini kaldırmak için borcunuzun tamamını ödemelisiniz. Ya da borcunuzun tamamına yetecek kadar başka bir teminat gösterdiğiniz takdirde de vergi dairesi müdürünün inisiyatifi doğrultusunda haciz kalkabilir.

E-HACİZ İŞLEMİNE HİÇ MUHATAP OLMAMAK İÇİN NE YAPMALI
e-haciz işlemine hiç muhatap olmamak için doğal olarak vergi borcunuzu zamanında ödemeniz gerekmektedir. Vergi borçlarını süresinde ödeme gücünüz yoksa, ödeme süresi içinde vergi borcunuzu taksitlendirmek için başvurmalısınız.

17.12.2024

09/12/2024

Ulusal Taşıt Tanıma Sisteminde Süreler Uzatıldı
Numara : 117
Tarih : 8.12.2024
VERGİ SİRKÜLERİ

NO: 2024/117

KONU: Ulusal Taşıt Tanıma Sisteminde Süreler Uzatıldı

7 Aralık 2024 tarihli ve 32745 sayılı Resmi Gazete’de “Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 3)” yayımlandı.

Tebliğ ile yapılan düzenlemeler özetle aşağıdaki gibidir.

Akaryakıt istasyonu işleten mükellefler

Akaryakıt istasyonu işleten mükelleflerin, en az bir p***a ünitesinin tabanca aparatları üzerine nitelikleri Darphane tarafından belirlenen ve Darphane ya da yetkili firmalar tarafından üretilen TTO'ları temin ederek 31/1/2025 (Eski tarih 31/12/2024 idi) tarihine kadar taktırmaları zorunludur.

Söz konusu tarih sonrasında mükellefiyet tesis edilmesi veya şube işyeri açılması durumunda mükellefiyetin tesis edildiği veya şube işyerinin açıldığı tarihten itibaren en geç 60 gün içerisinde akaryakıt istasyonlarında en az bir p***a ünitesinin tabanca aparatları üzerine TTO taktırılacaktır. Ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda satışa başlamadan önce bu zorunluluk başlayacaktır.

Birden fazla ya da benzin veya motorin dışındaki bir yakıt türüyle çalışan taşıtlara yakıt tedarik eden p***a ünitelerinde kullanılacak TTO ve ilgili diğer donanımlar, teknik çözümler ve yöntemlere ilişkin hususlar ile montaj işlemlerine ait süreçler Darphane tarafından ayrıca belirlenebilecektir.

Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtlarda süreler

Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtlara 31/1/2025 (Eski tarih 31/12/2024 idi) tarihine kadar TTB takılması zorunludur. Bu tarihe kadar, söz konusu taşıtların yakıt depo girişi üzerine taşıt sahiplerince Darphane tarafından üretilen TTB'ler taktırılacaktır.

Akaryakıt istasyonu işleten mükellefler ile taşıt sahiplerine 30/4/2025 tarihine kadar süre

Bu Tebliğ ile getirilen geçici 1 inci maddeye göre, akaryakıt istasyonu işleten mükellefler ile taşıt sahipleri, 31/1/2025 tarihine kadar taktırma ve kullanma yükümlülükleri bulunan TTO, TTB ve diğer donanımlara ilişkin olarak 31/1/2025 tarihine kadar utts.gov.tr adresinden gerekli başvuru ve kayıt işlemlerini yapmak şartıyla bahse konu donanımları en geç 30/4/2025 tarihine kadar taktırarak ya da montajını yaptırarak kullanmaya başlayabilecekler.

UTTS kapsamında olan diğer taşıtlar için TTB takma zorunluluğu

Tebliğin önceki düzenlemesinde, 1/7/2025 tarihinden itibaren ilk defa iktisap edilen, kayıt ve tescile tabi taşıtlar için TTB takma zorunluluğu, kayıt ve tescil işlemini takip eden bir ay içerisinde; Tebliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında yer almayan ve taşıt tanıma sistemi kullanan taşıtlara ise 30/6/2025 tarihine kadar TTB takılmasının zorunlu olduğu belirtilmişti.

Yeni düzenlemeye göre;

Motorlu araç ticareti yapanlardan kullanılmak üzere alınanlara, motorlu araç ticareti yapan mükellefler tarafından kayıt ve tescil işlemi gerçekleştikten sonra trafiğe çıkmadan önce,
Kullanılmak üzere ithal edilenlere ise ithalatı yapanlar tarafından tescil işlemi gerçekleştikten sonra bir ay içerisinde,
Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtlar kapsamında olmayan ve taşıt tanıma sistemi kullanan taşıtlara ise 1/7/2025 tarihinden itibaren,
Bu tarihten sonra taşıt tanıma sistemi kullanacaklara ise kullanılmaya başlanmadan önce TTB takılması zorunludur.
Ayrıca tebliğde, taşıtın devredilmesi halinde mevcut TTB'nin değişmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğe aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 3)

06/12/2024

2025 Yılında İşletme Hesabı Esası ve Bilanço Esasına Göre Defter Tutma ve Sınıf Değiştirme Hadleri
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 176’ncı maddesinde tüccarlar defter tutma bakımından ikiye ayrılmış; I’nci Sınıf Tüccarların Bilanço Esasına göre, II’nci Sınıf Tüccarların ise İşletme Hesabı Esasına göre defter tutacakları belirtilmiştir.
Hangi mükelleflerin I’inci Sınıf Tüccar ya da II’nci Sınıf Tüccar sayılacağı, sınıfların tespitine ilişkin hadler ve sınıflar arasındaki geçişe ilişkin düzenlemelere, VUK’nun 177-181’inci maddeleri arasında yer verilmiştir.
İşletme hesabı esası ve bilanço esasına göre defter tutma ayrımına ilişkin hadler, Vergi Usul Kanunu Tebliğleri ile yayımlanmaktadır. 2023 ve 2024 yılları için belirlenmiş olan bu hadler aşağıdaki gibi olup; 2025 yılına ilişkin hadler henüz yayımlanmamış olmakla birlikte açıklanan yeniden değerleme oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda aşağıdaki gibi olabilecekleri değerlendirilmektedir.
Madde No Konusu 2023 Yılında Uygulanan Miktar (TL) 2024 Yılında Uygulanan Miktar (TL) 2025 Yılında Uygulanacağı Düşünülen Miktar (TL)
MADDE 177 Bilanço esasına göre defter tutma hadleri

Alış tutarı 890.000 1.400.000 2.000.000
Satış tutarı 1.270.000 2.000.000 2.800.000
2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı 440.000 690.000 990.000
3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 890.000 1.400.000 2.000.000
İşletme hesabı esası ve bilanço esasına göre defter tutma ve sınıf değiştirmede Vergi Usul Kanunu Tebliğlerinde yer alan hangi yıla ilişkin had ve tutarların dikkate alınması gerektiğine ilişkin tereddütlerin giderilmesini teminen Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan Birliğimizce görüş istenilmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Birliğimize hitaben gönderilen ve bir örneğine Sirkülerimiz ekinde yer verilen 28.08.2019 tarihli ve E.121077 sayılı yazıda; 2020 yılına ilişkin tüccar sınıfının (tutulacak defter türünün) belirlenmesi açısından 2019 yılı faaliyetlerine ilişkin iş hacminin, Vergi Usul Kanunu’nun 177 nci maddesine ilişkin olarak 1/1/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere mezkur Kanunun mükerrer 414 üncü maddesi kapsamında yayımlanacak hadlerle kıyaslanması gerektiği açıklanmıştır.
Buna göre; öteden beri işletme hesabı esasında defter tutmakta olan bir mükellefin 2025 yılında tutması gereken defterlerin tespitinde 2024 yılı alış, satış ve gayrisafi iş hasılatı tutarları 2025 yılı için yayımlanacağı düşünülen ve yukarıdaki tabloda belirtilen 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan hadler ile karşılaştırılarak karar verilmelidir.
Vergi Usul Kanunu’nun düzenlemeleri, ilgili Tebliğlerde açıklanan tutarlar ve GİB yazısı dikkate alınmak suretiyle 2025 yılında I'nci ve II'nci sınıf tüccarların sınıf değiştirmede dikkate almaları gereken hadlere ilişkin olarak aşağıdaki tablolar düzenlenmiştir.
I- Bilanço Esasından İşletme Hesabına Geçiş







Satın aldığı
malları olduğu
gibi veya
işledikten
sonra satan
bilanço esasına
göre defter
tutan I’nci
sınıf bir tüccarın

1. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette düşük olması durumu













2025

yılından itibaren
işletme hesabı
esasında defter
tutabilir.


2024 yılı

Alış Tutarı

1.600.000 liranın altındaysa

Satış Tutarı

2.240.000 liranın altındaysa

2. Son üç dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir düşüklük göstermesi durumu (her üç yılda)


Alış tutarları

2022 yılı

712.000-890.000 lira arasındaysa

2023 yılı

1.120.000-1.400.000 lira arasındaysa

2024 yılı

1.600.000-2.000.000 lira arasındaysa



Satış tutarları

2022 yılı

1.016.000 – 1.270.000 lira arasındaysa

2023 yılı

1.600.000 – 2.000.000 lira arasındaysa

2024 yılı

2.240.000 – 2.800.000 lira arasındaysa
Satın aldığı
malları olduğu
gibi veya
işledikten sonra
satmanın dışındaki
işlerle uğraşan
bilanço hesabı
esasına göre
defter tutan
I’nci sınıf
bir tüccarın

1. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette düşük olması durumu
2024 yılı

Gayrisafi İş Hasılatı
792.000 liranın altındaysa

2. Son üç dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir düşüklük göstermesi durumu (her üç yılda)

Gayrisafi İş Hasılatı

2022 yılı

352.000 – 440.000 lira arasındaysa

2023 yılı

552.000 – 690.000 lira arasındaysa

2024 yılı

792.000 – 990.000 lira arasındaysa



Satın aldığı
malları olduğu gibi
veya işledikten
sonra satan,
aynı zamanda bunun
dışındaki işlerle
de uğraşan bilanço
esasına göre
defter tutan
I’nci sınıf bir tüccarın

1. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette düşük olması durumu

2024 yılı

Diğer İşlerden Elde Edilen Satış Hasılatının Beş Katı ile Mal Alım Satımı ile İlgili Satış Tutarı Toplamı
1.600.000 liranın altındaysa

2. Son üç dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir düşüklük göstermesi durumu (her üç yılda)
Diğer İşlerden Elde Edilen Satış Hasılatının Beş Katı ile Mal Alım Satımı ile İlgili Satış Tutarı Toplamı 2022 yılı 712.000 - 890.000 lira arasındaysa
2023 yılı

1.120.000 – 1.400.000 lira arasındaysa
2024 yılı

1.600.000 – 2.000.000 lira arasındaysa

*Sınıf değiştirmeye ilişkin yüzdesel düşüklükler mal alış tutarlarında olabileceği gibi mal satış tutarlarında veya iş hasılatında da olabilir. Bu yüzdesel düşüklükler bir yıl mal satış tutarında, diğer yıl ise mal alış tutarında olabilir. Bilanço esasından işletme hesabı esasına geçiş ihtiyari olup dileyen mükellefler söz konusu şartları sağlasalar bile 2025 yılında bilanço esasında defter tutmaya devam edebilirler.


II- İşletme Hesabından Bilanço Esasına Geçiş

Satın aldığı malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan işletme hesabı esasına göre defter tutan II’nci sınıf bir tüccarın

3. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette fazla olması durumu

2025 yılından itibaren bilanço esasında defter tutması gerekir.

2024 yılı

Alış tutarı

2.400.000 lirayı aşıyorsa

Satış tutarı

3.360.000 lirayı aşıyorsa

4. Son iki dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir fazlalık göstermesi durumu

Alış tutarları

2023 yılı

1.400.000 – 1.680.000 lira arasındaysa

2024 yılı

2.000.000 – 2.400.000 lira arasındaysa

Satış tutarları

2023 yılı

2.000.000 – 2.400.000 lira arasındaysa

2024 yılı

2.800.000 – 3.360.000 lira arasındaysa

Satın aldığı malları olduğu gibi veya işledikten sonra satmanın dışındaki işlerle uğraşan işletme hesabı esasına göre defter tutan II’nci sınıf bir tüccarın;

5. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette fazla olması durumu

2024 yılı

Gayri safi iş hasılatı

1.188.000 lirayı aşıyorsa

6. Son iki dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir fazlalık göstermesi durumu

Gayri safi iş hasılatları

2023 yılı

690.000 - 828.000 lira arasındaysa

2024 yılı

990.000 – 1.188.000 lira arasındaysa

Satın aldığı malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan, aynı zamanda bunun dışındaki işlerle de uğraşan işletme

1. Son dönem iş hacminin % 20'yi aşan bir nispette fazla olması durumu

2024 yılı

Diğer İşlerden Elde Edilen Satış Hasılatının

2.400.000 lirayı aşıyorsa



hesabı esasına göre defter tutan II’nci sınıf bir tüccarın;



Beş Katı ile Mal Alım Satımı ile İlgili Satış Tutarı Toplamı





2. Son iki dönem iş hacminin % 20'ye kadar bir fazlalık göstermesi durumu

Diğer İşlerden Elde Edilen Satış Hasılatının Beş Katı ile Mal Alım Satımı ile İlgili Satış Tutarı Toplamı

2023 yılı

1.400.000 -1.680.000 lira arasındaysa

2024 yılı

2.000.000 -2.400.000 lira arasındaysa

*Sınıf değiştirmeye ilişkin yüzdesel fazlalıklar mal alış tutarlarında olabileceği gibi mal satış tutarlarında veya iş hasılatında da olabilir. Bu yüzdesel fazlalıklar bir yıl mal satış tutarında, diğer yıl ise mal alış tutarında olabilir. İşletme hesabı esasından bilanço esasına geçişte her hangi bir ihtiyarilik bulunmamaktadır. Şartları sağlayan mükelleflerin 2025 yılından itibaren bilanço esasında defter tutması gerekmektedir.



VUK’ nın 177’nci maddesine göre 2025 yılında;

3. Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukarıdaki bölümlerde yer alan hadlerden hangisine giriyorsa ona göre defter tutarlar)

4. Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığı’nca müsaade edilir.)

5. İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler

bu hadlerle bağlı olmaksızın bilanço esasına göre defter tutmak zorundadır.

III- Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Defter Tutma Durumları
Türk Ticaret Kanunu’nun 124’üncü maddesine göre ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Bu kapsamda kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesine göre aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir:

a. Sermaye şirketleri.

b. Kooperatifler.

c. İktisadî kamu kuruluşları.

d. Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.

e. İş ortaklıkları.

Bu kurumların tanımları ise söz konusu Kanun’un 2’nci maddesinde aşağıdaki gibi yapılmıştır:

6. Sermaye şirketleri: Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Bu Kanunun uygulanmasında, Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılır.

7. Kooperatifler: 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder.

8. İktisadî kamu kuruluşları: Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu kuruluşudur. Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup yukarıdakiler dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler, iktisadî kamu kuruluşu gibi değerlendirilmektedir.

9. Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu Kanunun uygulanmasında sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır.

İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.

10. İş ortaklıkları: Yukarıdaki kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.

Bu tüzel kişilerden Maliye Bakanlığınca izin verilenler dışındakiler 2025 yılında defterlerini bilanço esasına göre tutmak zorundadır.

IV- Basit Usulden Gerçek Usule Geçen Mükelleflerin Tutacakları Defterler
Basit usulde defter tutan mükelleflerin Gelir Vergisi Kanunun 46-51 inci maddeleri arasında yer alan basit usulde vergilendirmeye ilişkin hadleri aşmaları durumunda gerçek usulde vergilendirilmeye geçmeleri gereken koşulların oluşması durumunda izleyen yılda doğrudan birinci sınıf usulüne göre defter tutup tutamayacakları üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu konu ile ilgili olarak Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 6/3/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.41.15.02-VUK/2012-1-61 sayılı Özelgesinde aşağıdaki görüşe yer vermiştir.

“ İlgide kayıtlı özelge talep formunda; yolcu taşımacılığı faaliyetiniz nedeniyle basit usulde vergi mükellefi olduğunuzu, 2011 yılı 11 aylık gayri safi iş hasılatınızın ... TL olduğunu belirterek 2012 yılından itibaren gerçek usulde işletme hesabı esasına göre mi, bilanço esasına göre mi defter tutmak zorunda olduğunuz hakkında görüş talep etmiş bulunmaktasınız.

….

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibarıyla tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılıp ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükmü yer almıştır. Aynı Kanunun 176 ve izleyen maddelerinde defter tutma ile ilgili hükümlere yer verilmiş ve defter tutma bakımından mükellefler birinci ve ikinci sınıf tüccarlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Birinci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, ikinci sınıf tüccarların ise işletme hesabı esasına göre defter tutacakları belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 177 inci maddesinde, 1 inci sınıfa dahil tüccarlar belirtilmiş olup, "İkinci Sınıf Tüccarlar" başlıklı 178 inci maddesinde; " Aşağıda yazılı tüccarlar 2 inci sınıfa dahildirler:

1.177 inci maddede yazılı olanların dışında kalanlar;

2. Kurumlar Vergisi mükelleflerinden işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilenler.

Yeniden işe başlayan tüccarlar yıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar 2 inci sınıf tüccarlar gibi hareket edebilirler." hükmüne yer verilmiştir.

… Dolayısıyla, iş hacmi bakımından ikinci sınıfa dahil bulunan mükelleflerin, kendi istekleri ile birinci sınıfa geçebilmeleri ve bilanço esasına göre defter tutabilmeleri ancak, içinde bulunulan hesap dönemini takip eden hesap döneminin başından başlamak şartıyla mümkün bulunmaktadır.

Bu itibarla; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun basit usule tabi olmanın özel şartlarından olan 48 inci maddenin 2 numaralı bendinde yer alan gayrisafi iş hasılatını aştığınızdan 01.01.2012 takvim yılı başından itibaren işletme hesabı esasına göre defter tutmanız, 2013 yılı ve sonrasında, defter tutma bakımından sınıf tespit edilmesinde Vergi Usul Kanununun yukarıda yer verilen hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.”

Gelir İdaresinin görüşü yukarıda yer aldığı gibidir.

Saygılarımızla…

TÜRMOB

Address

MERKEZ
Denizli
20200

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Değişim Grubu Denizli posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Değişim Grubu Denizli:

Share